Erken yasama seçimlere hazırlanan Fransa’da gözler aşırı sağın yükselişine çevrildi. Yasamanın alt kamarası Ulusal Meclis için 577 milletvekilinin belirleneceği oylamada seçimler iki turlu yapılacak. Fransa halkı 30 Haziran-7 Temmuz’da sandığa gidecek. Son kamuoyu araştırmaları, göçmen karşıtı aşırı sağcı parti Ulusal Birlik’in yeni parlamentoda birinci parti olacağına ve tek başına meclis çoğunluğuna sahip olacağını işaret ederken Fransa’nın
Avrupa Birliği’nden (AB) çıkması anlamına gelen Frexit’in gerçekleşme olasılığı tartışılmaya devam ediyor. AB’ye şüpheyle bakan aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin Paris-Brüksel hattına yansımalarını Cumhuriyet’e değerlendiren Yeditepe Üniversitesi Fransızca Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden Dr. Cem Savaş, Frexit’in aşırı sağın birinci tur öncesindeki söyleminde ve programında doğrudan bulunmadığını kaydetti. Buna karşın arka planda gizli tutulan bir konu olduğunu ifade eden Savaş, “Aşırı sağın oy almaya çalıştığı kitleden AB’ye eleştiriyle bakan, daha çok Fransa’yı ön plana çıkaran bir seçmen kitlesi söz konusu olduğu için arka planda devam eden bir algı var” dedi.
‘KİMLİĞİ ZAYIFLAR’
Frexit’in yaşandığı bir senaryonun AB’ye olası etkilerini yorumlayan Savaş, “AB için özellikle Rusya ile ilişkileri, göçmenlik konusu öne çıkabilir. Kendi içindeki mekanizmalar örneğin, Avrupa Komisyonu’nun etkisinin azalması kalması gündeme gelebilir. Popülist aşırı sağ partiler tarafından kuşatılma durumu birliğin kalanı için de söz konusu olabilir. AB’nin birlik olan yasalarını ve kimliğini zayıflatacaktır. Göçmenlere yönelik sertleşen politkalar en önemli sonuçlardan birisi olacaktır. Fransa’da aşırı sağ partinin yaklaşık yüzde 35-40’lık oy potansiyeli var ama bu doğrudan yüzde 40’lık kesimin Frexit’i savunduğu anlamına gelmiyor. Bunun yüzde 15’lerde olduğu değerlendiriliyor. Bu gerçekleşebilir bir senaryo. Tarım, enerji gibi sektörlerde Avrupa’ya tepki var ama bu hemen Frexit’e dönüşür mü bundan emin değilim. Fransa’nın Frexit’e onay vermesi, İngiltere’den farklı olarak AB’nin iki lokomotifinden birinin gittiği anlamına gelecek” diye konuştu.
‘ADAYLIK SÜRECİNİ ETKİLER
Savaş ayrıca Frexit’in ardından Türkiye de dahil olmak üzere aday ülkelerin süreçlerine ilişkin, “Frexit’in Ankara’ya olumlu bir etkisi olmaz. Frexit sonrası Avrupa’yı düşünürsek Avrupa’nın temel değerlerinin değişeceğini düşünmemiz gerekiyor. Daha çok ulusal değerler, içe kapanma, dışlama gibi değerlerin güçlenebilir ve Türkiye’nin adaylık sürecinin iyice tıkanması söz konusu olabilir. Üyelik sırasında bekleyen Balkan ülkeleri için de bu geçerli olabilir” ifadelerini kullandı.